Lütfen konaklamak istediğiniz şehir otelini seçiniz
MUTLAKA GÖRMELİSİNİZ...
1-PAMUKKALE TRAVERTENLERİ
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Pamukkale Travertenleri ve antik kent hierapolis yılda 2 milyon yerli ve yabancı misafirin ziyaret ettği bir yer. Binlerce yıldır romatizma, deri hastalıkları ve daha bilimum sorunlara deva olmasıyla biliniyor.. Roma imparatorluğu dönemin de çevresi ile beraber tam bir sağlık merkesi olan 15 den fazla hamama binlerce insanın sağlıklarına kavuşmaya geldiği kapısında altın şehir yazan Hierapolis dünyanın sayılı havuzlarından olan antik havuzu ile de sizi büyülüyor.
2-HİERAPOLİS ANTİK KENTİ
Hierapolis Antik Kenti, sahip olduğu birbirinden eşsiz güzelliklerle, dünyanın sayılı antik kentleri arasında yer almaktadır. Denizli’ye 22 kilometre uzaklıktaki tepede bulunan Hierapolis Antik Kenti, Babadağ ve Honaz Dağları’nın eteklerinde, Çürüksu Nehri’nin oluşturduğu vadiye hakim bir konumda yer alır. Hierapolis, on bin kişilik tiyatrosu, şifa ve güzellik kaynağı havuzu, sıcak ve soğuk bölümlerden oluşan hamamları, Anadolu’nun en büyük ve en zengin antik nekropolleri ile tarih boyunca farklı devletlere ev sahipliği yapmıştır. Krallar Şehri Hierapolis, verimli toprakları, şifalı suları, antik yapıları ve dini özellikleri ile her dönemde gözde bir kent olmuştur. Birbirinden muhteşem eserlerin inşa edildiği kent, diğer antik kentlerden farklı olarak bu eserlerin birçoğunu günümüze kadar getirmeyi başarmıştır. Bu kent ayrıca; arkeoloji kültüründe ‘Kutsal Kent’ olarak anılır. Bunun nedeni ise Hz. İsa’nın havarilerinden olan St. Philip’in burada öldürülmesidir. Bu olayın adından Hristiyanların kente verdiği önem daha da artmıştır. Bugün kentin birçok yerinde görülen antik mezarlar Hristiyan zenginlere aittir. Tarih boyunca pek çok doğal afetle sarsılan Hierapolis, Roma İmparatoru Neron döneminde (MS. 60) meydana gelen depreme kadar Hellenistik Dönem’in özgün dokusunu korumuştur.
3-ANTİK HAVUZ
Kleopatra Havuzu” lakaplı antik havuz en olmazsa olmaz gezilecek yerlerden. Burası 23 yüzyıllık bir havuz. Zamanında meydana gelen bir deprem şehrin ortasında bir çukur açınca, şehrin güzelim sütunlarını da tutmuş içine savurmuş, özgür kalan termal sular da içini doldurunca bu Antik Havuz oluşmuş.
4-LAODİKYA ANTİK KENTİ
Bugünkü şehir merkezine 5-6 km uzaklıktaki Laodikeia Antik Kenti Denizli’de kurulan ilk kent olarak sayılıyor. MÖ 261-263 yılları arasında, Seleukos Kralı II. Antiokhos’un karısı Laodike’ye ithafen kurduğu kent, MS 60 yılındaki büyük depremde yerle bir olmuş. Fakat her ne kadar ayakta kalamamış olsa da Anadolu’nun en büyük stadyumu dahil birçok yapının kalıntılarını görmek mümkün: 2 tiyatro, 4 hamam, 5 agora, 5 çeşme, 2 anıtsal giriş kapısı, meclis binası, tapınaklar, evler, kiliseler ve caddeler… Antik kaynaklara göre ta o zamanda Laodikeia’nın yünlü dokumacılık ürünleri çok ünlüymüş. Burada Hıristiyanlık dünyasının en eski ve en önemli kutsal yapılarından biri olan bir kilise de bulunuyor. Bu özelliği ile Hristiyanlarca bir nevi hac mekanlarından.
5-TRİPOLİS ANTİK KENTİ
Burası Denizli’nin merkeze 40 km. uzaklıktaki ilçesi Buldan’a bağlı Yenicekent Kasabası ve Menderes Nehri arasındaki yamaç üzerinde kurulmuş önemli bir antik kent. Burasının kuruluş tarihi net değil fakat yapılan kazılarda bulunan kalıntılara göre Tripolis’te kent hayatı Geç Neolitik- Erken Kalkolitik Dönem’e (MÖ 5500) kadar uzanıyor. Konum olarak Frigya – Lidya ve Karya Uygarlıkları kesişiminde bulunduğundan ticaret sayesinde zenginleşme avantajı yakalamış bir kent.
6-KARAHAYIT KAPLICALARI
Denizli şifalı sular ve kaplıcalar konusunda çok zengin bir coğrafyaya sahip. Haliyle de burası termal turizmin en gelişmiş olduğu illerden. Karahayıt Kasabası’ndaki kaplıcalar, Pamukkale’nin 5 km kuzeyinde Denizli merkeze de 20km uzaklıkta bulunuyor. Turistik otel ve pansiyonaların yoğun olarak bulunduğu bu yer Suyunun özelliği sülfat, bikarbonat, kalsiyum, karbondioksit gibi madenlerce zengin olması.
7-TELEFERİK
Ege Bölgesi’nin en uzun teleferik hattına sahip olan Denizli Teleferik, 300 rakımdan başlayıp 1400 metreye çıktığı 6 dakikalık zaman dilimi içerisinde sizlere güven içerisinde muhteşem doğa manzarasını izleme imkanı sunuyor. Enfes Denizli manzarasını doyasıya seyretme imkanı bulduğunuz teleferiğin ardında üst istasyonda yine Denizli manzarası sunan kafeterya da sizleri bekliyor. Teleferikten indiğinizde tüm Denizli’yi gören terasta bol bol fotoğraf çekilip, bu manzaraya karşı bir yemek yiyebilirsiniz. Hayatın stresinden uzak, huzur dolu bu mekanda yudumlayacağınız bir bardak kahve ile tüm yorgunluklarınızı üzerinizden atabilirsiniz.
8-BAĞBAŞI YAYLASI
Bağbaşı Yaylası; eşsiz doğası ve sosyal tesisleri ile 4 mevsim boyunca vazgeçilmez duraklardan biridir. Denizli Teleferik’in son noktasından 10-15 dakikada bir kalkan ücretsiz araçlarla yaklaşık 3-4 dakika içerisinde de Bağbaşı Yaylası’na ulaşabilirsiniz. Kentin en güzel yaylalarından biri olan Bağbaşı Yaylası içerisinde; bungalov evler, kıl çadırlar, restoranlar, piknik alanları, büfeler, çadır kamp alanları yer alıyor. Bağbaşı Yaylası’nda sunulan imkanlar doğa ile iç içe muhteşem bir tatilin kapılarını aralıyor. Burada geçireceğiniz zaman dilimi boyunca bungalov evlerde kalarak, yöresel satış merkezleri ve restoranları başta olmak üzere ihtiyacınız olan her şeyi elinizin altında bulabilirsiniz. Yayla tamamen dış dünyadan kopuk bir yerleşimde olduğundan dingin sohbetlerinize ya da sessizliği dinlemenize oldukça elverişli.
9-DENİZLİ KAYAK MERKEZİ
2350 metre yüksekliği ile bölgenin en yüksek dağlarından biri olan Bozdağ, Denzili’nin Tavas İlçesi sınırlarında yer almaktadır. Kış sezonunda 4-5 ay kar tutabilen bu dağ, pistlerinin uygunluğu ve kar kalitesi ile kayak sporu açısından oldukça elverişli bir yapıya sahiptir.
10-KALEİÇİ ÇARŞISI
11. yüzyılda Anadolu Selçuklu devletiyle birlikte kurulan, Denizli’nin ilk yerleşim merkezi olan bu çarşı, o dönemden bu yana beş devlete, sayısız insana ve Denizli’nin bin yıllık tarihine tanıklık etmiş tarih kokan bir bölge. çarşının düzeni ve enerjisi atalarımızın yaşadıkları yerlerde olduğumuzu hissetmemize yardımcı oluyor. Günümüzde giderek azalmakta olan demircilik zanaatı da çarşı içinde hala yaşatılıyor. Burayı gezmek, sokaklarında kaybolmak, demirci, ayakkabıcı ustalarla sohbet etmek size tarihin içinde küçük bir gezinti hissi verecektir.
11-GÜNEY ŞELALESİ
Tepesinden akan suyun eşsiz zarafeti ile görenleri kendisine hayran bırakan Güney Şelalesi, adeta gizli kalmış bir cenneti andırır. Güney Şelalesi’nin marifetli suları, bitkilere hayat vermesinin yanında sarkıt ve dikitlerin oluşmasını sağlamıştır.
12-KAKLIK MAĞARASI
Gizemli bir dünyaya merhaba demek isteyenler mağaracılık sporu ile uğraşanlar, dogaseverler saklı hazineleriyle sizi bekleyen Honaz daki kaklık mağarasına uğramadan geçmeyin. Damlataşı,sarkık ve dikikleri,Pamukkale benzeri basamak basamak inen travertenleri,gün ışıgının içerisindeki dansı ile görsel bie şölen yaşayacaksınız..
13-ÇAMLIK PARKI
Kentin merkezinde doğa ile kucaklaşacağınız bir ortamçamlık parkı kent merkezin de doğa ile bir randevunuz var unutmayın
14-YAMAÇ PARAŞÜTÜ BALON
Gökyüzündeki kuşlarla birlikte süzülerek yamaç paraşütü yapmak ve Denizli nin antik kentlerini,eşsiz doğasını gökyüzünden seyretmek mükemmel bir deneyim olabilir
15-BULDAN DOKUMALARI
Dokuma kültürünün 7000 senelik olduğu rivayet deilen Denizli nin kendine has kültürel dokusu ve sosyal yaşantısı olan ilçesi, buldan a gittiğinizde dokuma tezgahları arasında dolaşmadan el emeği göz nuru ürünlerden almadan dönmeyin
16-BABADAĞ
Burası Denizli’nin kiremit çatılı, rengarenk tarihi evleri ve dokumacılığı ile ünlü şirin mi şirin şehri Babadağ. Burada hala tezgahlarda elle dokuma yapılıyor. Buradaki tekstil geçmişi 1200’lü yıllara dayanıyor. 50’li yıllarda ise Türkiye’nin tekstil üretiminin %40’ını tek başına sırtlamış bir yer Babadağ. Babadağ’ın keşkeki, tandırı, tas kapamasının tadı da başka! Tatmadan dönmeyin
17-SERİNHİSAR BARDAĞI
Denizli’nin Serinhisar İlçesi’nde üretilen el emeği göz nuru bardaklar, Türkiye’nin dört bir yanında büyük ilgi görmektedir. Sadece Denizli değil, Ege Bölgesi’nde ‘çömlek’ denildiği zaman ilk akla gelen yer Serinhisar’dır. Serinhisarlı ustaların maharetli ellerinde şekilden şekle giren boy boy, desen desen ürünlerin her biri birer sanat eseri olup, güzellikleri ile göz kamaştırmaktadır.
18-DENİZLİ’NİN İNCİSİ İNCİLİPINAR PARKI
Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin başarılı çalışmalarının ardından Türkiye’nin en güzel parkı olan İncilipınar Parkı, su kaynaklarının zenginliği ve yemyeşil bitki örtüsü ile ‘yeşil’ ve ‘mavi’nin en güzel tonlarına ev sahipliği yapmaktadır. Ege’nin en büyük parkı olan ‘Ege’nin incisi’ ünvanına sahip İncilipınar Parkı, dünyada park ve yeşil alanlarda ulusal bir standart oluşturmak için tasarlanan "Yeşil Bayrak" ödülünü almıştır. Yüksek çevre standartlarını sağlamada, diğer kurum ve kuruluşlara örnek olan Yeşil Bayrak, rekreasyonel yeşil alanlarda mükemmellik ölçeğini temsil etmektedir. 1996 yılında İngiltere ve Galler’deki park ve yeşil alanlarda ulusal bir standart oluşturmak için tasarlanan bu ödülü Türkiye'de ilk kez İncilipınar Parkı almıştır.
19-CAM HOROZ
Binlerce yıldan bu yana cam sanatının önemli merkezlerinden biri olan Denizli’ye Türkiye’nin en büyük cam heykelini kazandıran Denizli Büyükşehir Belediyesi, bu alanda önemli bir ilke imza attı. Denizli’nin merkezinde yer alan 15 Temmuz Şehitler Delikliçınar Meydanı’ndaki cam horoz heykeli, antik çağlardan bugüne Denizli’nin sembolü Denizli Horozu’dur.
20-IŞIKLI GÖLÜ
Çivril’in incisi olan ve yüzlerce tür canlıya ev sahipliği yapan Işıklı Gölü, 6.587 kilometre karelik bir yüzölçümüne sahip olup, denizden yüksekliği 814 metredir. Çivril’de doğa ile başbaşa kalınabilecek adreslerin başında gelen Işıklı Gölü aynı zamanda Çivril halkının başlıca geçim kaynaklarından biridir. Her mevsim onlarca kayığın yüzdüğü Işıklı Gölü, av sezonunun açılmasıyla Işıklı Gölü balıkçılarının mekanı olur. Işıklı Gölü’nün eşsiz suları; Alaca Balıkçıl, Bıyıklı Sumru, Karaboyunlu, Batağan, Erguvani Balıkçıl, Karabaş Martı ve Çeltikçi gibi ender kuş türlerine ev sahipliği yapmaktadır. Her mevsim başka bir renge bürünen Işıklı Gölü üzerindeki nilüferler, Haziran ayının ortalarından itibaren görsel bir şölen sunar.
21-KELOĞLAN MAĞARASI
İçinde kireç bulunan su damlacıklarının oluşturduğu sarkıt ve dikitlerle büyük bir damlataş ormanını andıran Keloğlan Mağarası, Türkiye’de turizme açılmış 14 mağaradan biridir. Mağaranın havası, özellikle astım hastalarına iyi gelmektedir.
22-KÖRÜKLÜ ÇİZME TAVAS
Körüklü çizme; yüzlerce yıllık Efe Kültürü’nü günümüzde yaşatmayı başaran ‘Efeler Diyarı’ olarak anılan Tavas’ın efelerinin olmazsa olmaz aksesuarlarından biridir. İşlemeli mendili, belinde kuşağı ve başındaki fesi ile heybetli bir görünüme sahip olan Tavas Efesi, bütün bunların yanında toprağa ayak bastığı körüklü çizmesiyle de göz doldurur. Kimi zaman aheste adımalr atıpi kimi zaman en zor dönüşlere rağmen dengesini bozmayan Tavas Efesi, bu dayanıklılığını büyük ölçüde körüklü çizmesine borçludur. Tabanı kaymayan ve tamamen deriden imal edilen bu çizmeleri giymek bir yana, onalrı yapabilmek de her babayiğidin harcı değildir. Tamaemen el işçiliği olan körüklü çizme yapımında akla ilk gelen isim; Usta Şevket Çotul’dur. Yine, Tavaslı Mehmet Çiyancı da başarılı ustalardan biridir.
23-TERRAKOTA SANATI
Terrakota, Denizli’nin Tavas ilçesinde Son Hititli’nin izinde devam eden büyüleyici bir sanat dalıdır… Tavas’ta yapılan terrakota eserlerin pek çoğunda yüzlerce yıl öncesinin izlerini görebilmek mümkün. Birbirinden ilginç tasvirlerle süslenen ve ince hatları ile göz kamaştıran bu eserler, o çağlardaki yaşam tarzını da açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Anadolu kültürünün en güzel örneklerinden biri olan bu eserlerin kullanım formlarına bakıldığında yüzlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Gelmiş geçmiş en büyük terrakota ustası olan Merhum Necip Savcı, çalışmalarını Tavas ilçesine bağlı Medet mahallesindeki ‘Terracotta Antik Sanat Galerisi’ adını verdiği evinde, kendine has tekniklerle terrakota sanatının gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Bugün aynı atölyede rahmetli Necip Usta’nın oğlu Hasan Ali Savcı, babasından miras kalan sanatı icra etmektedir.
24-SERİNHİSAR LEBLEBİSİ
Ülkemizde her ne kadar leblebisi ile ünlü başka şehirler olsa da, Türkiye’deki leblebinin %70’i Denizli’de üretilmektedir. Denizli’de ‘leblebi’ denildiği zaman akla ilk gelen yer ise Serinhisar İlçesi’dir
25- BABADAĞLILAR ÇARŞISI
Burası her yerinden bornoz, masa örtüsü ve bilimum ev tekstili sarkan bir han. Burası yerel kültür için çok önem taşıyan bir yer. Denizli halkının iyi bildiği yerlerden. Hani her şehride kime sorsanız mutlaka bildiği bir yer vardır ya, işte burası Denizli’de orası. İşhanı 1976 yılında faaliyete geçmiş ve o tarihten bu yana çeyiz, havlu, bornoz ve el dokuması alışverişlerinde Denizlilerin ve Denizli ye gelenlerin vazgeçilmezi.
26-HONAZ DAĞI VE HONAZ MİLLİ PARKI
Honaz Dağı, 2.571 metrelik rakımla tüm Ege Bölgesi’nin en yüksek noktası. Ege Bölgesi ile Akdeniz Bölgesini birbirinden ayıran bir doğal sınır niteliğinde. Dağ çevresi aynı zamanda endemik bitki ve hayvan türlerinin bulunduğu bir milli park. Hal böyle olunca da burası yamaç paraşütçülerinin, trekkingcilerin, bisikletçilerin, kampçıların, doğa fotoğrafçılarının ve kuş gözlemcilerinin uğrak noktalarından biri